ALİ ŞERİATİ-Dine Karşı Din
Biraz felseFide olsa zevkle okudum, en çokta tek yaratıcı vurgunu yapması etkileyci....
Tarihte
dinsiz bir toplum vaki olmamıştır. Hiçbir nesilde, tarihî değişim sürecinin
hiçbir döneminde ve yeryüzünün hiçbir noktasında dinsiz insan olmamıştır.
Günümüz
aydınlarının "dinin medeniyete, ilerlemeye, halka ve özgürlüğe karşı olduğu
ya da bu olgulara karşı kayıtsız kaldığı şeklinde yargılanan yargılan gerçekçi
ve kesin ilmî dayanaklara ve mükerrer tarihî tecrübelere dayanmaktadır.
Allah'ı
birlemenin koşulu âlemi birlemek ise; âlemi birlemenin koşulu insanı
birlemektir. Yani bütün insanların bir ve eşit olduğunu kabul etmektir.
Musa,
önceden de belirttiğimiz gibi üç sembole karşı kıyam ediyor:
Dönemin en büyük sermayeci darı olan Karuna, şirk
dininin en büyük din âlimi olan Belam Baura’ya ve dönemin en büyük siyası
gücünün sembolü olan firavuna başkaldırıyor.
Kader
ve cebr inancını Emevîler'in icat ettiğine tarih şahitlik eder
Tarihte
gücü elinde bulunduran zorbalar (hukukî, ekonomik ve sosyal kaynaklar) tekeline
almış ve çoğunluğu bundan mahrum bırakmıştır.
Şirk
dininin kaynağı ekonomidir.
Şirk
dininin koruyucusu cehalettir.
Her
şeye karar veren ancak hiçbir şeye ki sorumluluk taşımayan kimseler.
Bütün
şirk dinlerinde Allah'ın yaratıcılığına inanılırdı. Ancak rablik, sahiplik söz
konusu olunca putların
sayısı artıyordu. Nemrud ve Firavun gibi adamlar dahi "yaratıcılık" iddiasında bulunmuyorlardı. Onlar "halkın rabbleri/sahipleri" olduklarım
iddia ediyorlardı. Rab olmak, yani sahip olmak, malik olmak demektir; yaratıcı değil. Firavun şöyle
derdi: "Ben sizin
en yüce rabbinizi" (79/Nazîat Suresi 24). Yani ben sizin en büyük sahibinizim, yaratıcınız değil.
Yorumlar
Yorum Gönder