“Aslında Giden Erkek Yoktur” Seda DİKER

        Kitap diğer evlilik ve eş ile ilgili kitaplarla olduğu büyük çoğunluk kadınlar kısa aralıklar erkekler ve işin aslında kadında bittiğini bu kitap da yenilemiş kadınların bu olguyu anlamaları için daha kaç kitap yazılmalı bilemiyorum.
Okumaya değer bir kitap, kitapta kadınların başlarına gelebilecek olayları daha önce yaşamış ve ders çıkarmış bir kadın ve kadınların paylaşımı olarak değerlendirdim. Ergen kızların okuması belki bir nebze daha etkili olur. Yazar ilginç noktalara değinmiş tarih, ve din konularında bir alt yapısı olduğu hissediliyor. Özellikle kitapta yaradanın ayrı bir yere koyulması beni çok mutlu etti. Bazı yerlerde yorumları düşündürdü.
Yazarın bir kitabı daha var inan zamanı olan bir kadın olsam okurdum. Beni ilk sayfaları baydı.
Bu kitapta birçok yer ilgimi çekti bazıları sizlerle paylaşayım;


Hititlerde bereketin kaynağı toprak, insandan bereketin kaynağı insan olduğu için toprak ve kadının çok ayrı yeri olduğu belirtiyor. Kadına iyi bakarsan sana iyi evlat, ve mutluluk verir.
2 yıl üst üste toprakta kuraklık olur ise bilge kadının mutsuz olduğu düşünürdü mutsuz ululuğun kaynağı da eşi ise boşanabiliyordu.
Bu bilgi çok ilginç geldi;İslamiyet’te de namaz kılmadan önce abdest alırken başımızın temiz su ya da toprakla mesh edilmesi, dua etmeden önce başımızın üzerindeki çakrayı aktive etmek içindir. Bu çakra çok önemlidir. Temiz kalması için özen gösterilmelidir.”
Hz İsa’nın annesinin, iddia edilen eşinin ve kız kardeşinin adının Mary(Meryem) miş.
“Hahamların para toplamasına karşı olması ve halkı buna inandırdığı için çarmığa gerilmiştir.”
Kilisenin başındaki rahipler, bir araya gelerek Hahamlar gibi zengin olmanın yollarını arıyorlardı. Bunun için 1. Konstantin’e bir teklif götürdüler. Roma İmparatorluğunu misyonerlik yolu ile Hristiyan yapmayı önerdiler.
Kocasının hatalarını eleştirmeye vakfetmişti kendini. Zaten bu şekilde, çok daha kolay kaçmıyor muydu... Başkasını eleştirmek kolaydı. Böylelikle kendisini eleştirmekten eksiklerini hatırlamaktan ve acı çekmekten uzaklaşabiliyordu.
En farklı gelen yer burası; Evren serbest salınımla işler.
Küsmek, karşımızdaki kişinin yaşam enerjisini çalmaktır. Siz birisine negatif yüklerseniz ondan pozitif alırsınız. Negatif enerji almak ve pozitif enerjinizden olmak istemiyorsanız; “Bu söyledikleri onun fikri benim değil”
Size pozitif duygu veren herkese bunu iadesini yapmak… bu taktir veya iltifat olabilir.
Biz ideal insan mıyız ki mükemmel kişiyi arayalım?
Size saldırana saldırmayın! Saldırıyı kendi korkusu ile yaptığını algılamalıyız.
Size zarar veren kişiler ile empati bağınızı kesin. Mesela, fakir birine para yardımı yapabilirsiniz. Bunu ona acıyarak değil, sadece mantığınız ile yapın.(Bence buraya uygun olan Allah Rızası için yapın demek daha uygun olur.)  Acıdığınızda onun kaderini de kendi hayatınıza çekmiş olursunuz.
Çok doğru bir söz; Biz Türk toplumu “eleştirerek” birbirimizi ve çocuklarımızı adam ettiğimizi düşünürüz. Ancak yanılırız.
Türk kadınları, kocalarından çok fazla manevi destek alamadığında, bunu oğullarından almaya çalışırlar. Kadınlar eşlerine(erkek arkadaşlarına) ayrılık ve vicdan azabı hissettirerek onu kukla haline getirebilirler J
Biz Türk kadınları, erkeklerimizi çocuk bırakmak istiyoruz. Yeter Artık bizim bir annemiz var.

Burası süper SEDA DİKER'den ve Benden de Tavsiye
Anne rolünden çıkıp Sevgili olabilmek için;
1-Erkeğinizin problemleriniz siz çözmeyin
2-Onu eleştirmeyin
3-Aşırı şefkat vermeyin
4-Yedikleriyle, giyimiyle uğraşmayın
5-Onu değiştirmeye çalışmayın
6-Onu kontrol etmeyin
Bunları yapamazsanız erkeğiniz değil çocuğunuz haline gelir.

Hiç bir şey tek taraflı değildir. Erkekleri suçlayamayız, onları da yetiştirenler de biziz işte….
Erkek kadının duygu oyunları ile başa çıkamayacağını bilir, duygusal şiddete maruz kaldığında hiç sesini çıkarmadan gidebilir.
Siz hiç yumurtanın sperm peşinden koştuğunu gördünüz mü?
Kadınlar neden ağlar; kendimi acındırmaz isem tanrı ya da başkası bana yardımcı olma

Son söz Tanrı’ya yüzde yüz güvenmek ve teslimiyet içinde olmak hayatın akışını değiştirir.

Daha fazlası 230 sayfalı kitapta;

Yorumlar