SORUN ROTASYON DEĞİL, …;
Sanırım herkesin eğitim
öğretim hakkında bir fikri, bir kurtuluş senaryosu vardır. En azından herkes okullarda
eğitim-öğretim ne demek olduğunu öğrenmiştir. Eğitim öğretim sorunlarını veya kurutuluş senaryolarımı
10. yılıma saklıyorum. Peygamber mesleğine (Hz. Peygamber (sav)
"Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.”) başladığım
dan bu zamana kadar öğretmenlik mesleğinde , tanımlarında ve zorunlu hizmet
konularında yönetmelik değişiklikleri ile meydana gelen şans, mağduriyet ve
sınıflandırmalardan bahsedeceğim. Yazının
sonunda adaleti bulmanız dileğimle…
Öğrencilik yıllarımdan hatırlarım, televizyonlarda
eğitim bakanları ve eğitim sistemi sürekli eleştirilirdi. Eğitim sisteminde
sorunlar bugün sorunu değil. Sorun o parti bu parti veya o bakan bu bakan değil,
Abbas GÜÇLÜ nün dediği gibi “Türkiye’de hiçbir partinin eğitim politikasının
olmaması” deyip siyasi bir yazı
olmadığını belirteyim.
Kaç
Çeşit öğretmenlik var
2005 Yılında öğretmenliğe, o yıl ilk kez uygulanan
sözleşmeli öğretmenlik kavramı ile göreve başladım. Sanırım o dönem ki Milli
Eğitim Bakanımız, Hüseyin ÇELİK, ücretli öğretmen kavramını kaldırıp yerine sadece
il için de olacak, okulu ve çalışanı mağdur etmeyecek bir sistem getirmekti.
Haftalık 24 ders saati karşılığı 56TL ye il milli eğitim müdürlüğü ile sözleştim.
Sözleşmeli olarak başladığıma sevinsen mi üzülsem mi bilemedim. En azından artık 4C li olsam da öğretmendim. O dönem arkadasım ücretli öğretmendi.
O dönem sözleşmeliler ücretlilerden birazda daha iyi kazanıyordu. Sözleşmeli
ortalama bir kadrolunun 1/3, ücretlilerde kadroluların 1/4 kadar maaş alıyordu.
Öğretmenliğe ilk adımı atar atmaz 3 çeşit öğretmenlikle
tanıştım, ücretli, sözleşmeli ve kadrolu, sınıflar ayrılmıştı. Güzel olan ise öğrenci
sizi ayırmıyor onun için siz hep öğretmen siziniz.
2006 Şubat ayında ben kadrolu öğretmen oldum arkadaşım 4B ikimizde sınıf atlamıştık. Aslında 4B duyunca şaşırdım, bu 4 dört ne?
Neden 1 değil? Bu sıralama alfabesinin hangi harfine kadar gidiyor? İnanın
cevaplarını öğrenemedim sadece 657 4a,b,c var; onu da anlamadım. Bildiğim bir
şey var ise 4c de yaz tatilinde ücreti yok 4b ise vardı.
Sözleşmeliler eylem ve protestolar ve kitle iletişim araçlarını kullanarak nihayet 4B sözleşmeli öğretmen kavramı kaldırıldı. Tabi 4-5 yıl sözleşmeli çalıştığınız süre boyunca birazcık hak ve bazılarında onur kaybı oldu.
Sözleşmeliler eylem ve protestolar ve kitle iletişim araçlarını kullanarak nihayet 4B sözleşmeli öğretmen kavramı kaldırıldı. Tabi 4-5 yıl sözleşmeli çalıştığınız süre boyunca birazcık hak ve bazılarında onur kaybı oldu.
2005 de göreve başladıktan yaklaşık bir ay sonra kadrolu
öğretmen arkadaşlar arasında bir telaş başladı. Nedenini öğretmen arkadaşıma
sorduğumda, bakanlık; başöğretmenlik ve uzman öğretmenlik adında , 2 kavram daha ekleyecekmiş ve bunun
için sınav yapacakmış. O günlerde ve
hala devam eden düşüncem, öğretmenlik mesleğine giriş kitabında yazan yazı “sen ne kadar bilirsen bil karşındakine
aktaramadıktan sonra bildiklerinin önemi yok” yani öğretmenin sıfatını en
iyi öğrencisi veriyor. Devlet sıfatı verince sınıf oluşuyor. En alttan (ücretli), en üste (Başöğretmen)
doğru. Sınıflandırmayla beraber , ücret
,hak ve puanlamalarda farklılıklar var.
Daha sonra başöğretmenlik ve uzman öğretmenlik için
devlet belirli bir kontenjan açtı ve kapattı. Dünyaya geç gelenler, askere
gidenler, ne olduğunu geç fark edenler,
sonradan öğretmen olmaya sonradan karar verenler, yeterli puanı alamayanlar,
protesto edenler ve bahtsızlar kontenjan dışında kaldı. Kontenjan dolunca
başöğretmene, uzman öğretmene ne gerek var. Kontenjana girip başöğretmen veya
uzman öğretmen olanlar, diğer bütün öğretmenlerden daha fazla ücret ve
atamalarda artı puan alıyorlar. Eee ne yapalım benim kontenjana girememe
sebebim de dünyaya geç gelmek oldu.
Anadolu
Ayrı Lise ayrı
Anadolu ve Fen Liselerinde çalışmak için sınav açılacağı
ve sadece sınavdan yeterli puan alan öğretmenleri Anadolu ve Fen Liselerine
atayacaklarını söylediler ve yaptılar da.
Daha sonra dediler ki artık düz lise yok, onun yerine
düz liseler ya meslek lisesi ya da Anadolu lisesi olacak. Düz liseler Anadolu Lisesi olunca oradaki
öğretmenlerinde yeterli puanı alması gerekiyor. Yeterli puanı almayanlar, norm
fazlası oldular, meslek lisesine geçiş yapmaya çalıştılar. Bu öğretmen ve
idareci arkadaşlara zorunlu aile göçleri ve bütçelerine ek yüklerde getirdi. Ne kadar sürdü dersiniz sanırım 4-5 yıl sonra Anadolu
Lisesi sınavı uygulamasından vazgeçildi. Her öğretmeni her yere(Fen, Sosyal
Bilimler vb hariç idi. 20.10.2014 oda kalktı.) atıyorlar. Meslek Liselerin geçmek zorunda olanların
yaşadıklarını siz düşünün.
Zorunlu
Hizmetimiz bitmez af gelir.
2006 Şubat ayında tercih yaparken bir öğretmen arkadaşım;
burada kal 2000 yılında af geldi,2010da da gelir zorunlu hizmet yapmazsın demişti. Bende
yok dedim ve Ordu-Gölköy’e gittim. Mart 2006 ya kadar Gölköy’ün zorunlu hizmet 3
yıldı. 2006-2010 arası 4 yıl, 2010 dan sonra 7 yıl oldu. Artık ne zaman dünyaya
geldiyseniz ve ne zaman göreve başladıysanız, bahtınıza çıkana razı
olacaksınız. 2010 yılı gelince arkadaşımın dediği oldu ve af geldi. Nerde çalıştığınıza
bakılmaksızın 2010 önce atananlar zorunlu hizmetten muaf oldu. Eee 2001 göreve
başladıysanız kesinlikle bir zorunlu hizmet bölgesinde çalıştınız
demektir. Şans iste bir yıl önce veya dokuz yıl sonra göreve başladıysanız bir zorunlu bölgeniz olmayacaktı. Terör korkusu,
kiralık ev bulma sıkıntısı, soba yakma ve zehirlenme derdi, yalnızlığı paylaşmak için yüksek telefon
faturası olmadan; ailenizle, arkadaşlarınızla ve sevdiklerinizle rahat rahat çalışırdınız.
Müdür veya müdür yardımcısı nasıl olunur.
Sanırım göreve başlayınca işler daha kolaydı. Müdür, müdür yardımcısı ihtiyacı varsa kendi
okulundan birini önerir ve müdür yardımcısı olurdu. Müdür ise müdür
yardımcılarından biri kendi aralarında(il,ilçe,okul)) istişare yaparak müdür seçerlerdi. Daha
sonra sınav fikri çıktı 2 yılda bir sınav yapılacak ve yeterli puanı alanlar ve
gideceği okulda, branşı olanlar istedikleri okula müdür yardımcısı, müdür başyardımcı
ve müdür olarak gidebileceklerdi.
Adayların sosyal becerilerini ölçülmese de çoğunluk tarafından
kabul gördü. Daha sonra idarecilere denildi ki siz bir okulda 4-7 yıldan fazla
kalamazsınız yerlerinizi değiştireceğiz. Eee kaçılmaz son, bu süreçte birçok
idareci davalık oldu, idareciliği veya öğretmenliği bıraktı. Bu rotasyon süresi
ile ilgili ara sıra değişiklikler yapıldı ama süreçte devam ediyor. 2014 den sonra
sınavın olmadığını çeşitli kriterlere göre puanlama yapılacağını puanlama ya
göre müdür atamasını yapacaklarını söylediler. Birde hiç kimse Müdür, Müdür Baş
Yardımcısı, Müdür Yardımcısı değil herkes öğretmen, belirli şartlardan sonra
herkes idareci olabilir dediler. Eski idareciler dava açtılar, yasal olarak
idareciliği bırakmak zorunda kaldılar, henüz meslek ayrılan duymasam da
idareciliği sonlanan yaklaşık 7000 kişiden birileri mesleği de bırakır. Bu
arada müdür başyardımcılığı görevini tamamen kaldırıldı. İl merkez okullarının
atamasını bakanlık tarafından yapılacağı ilan edildi. Sıkıntılar ve davalar
hala devam ediyor.
Sorun
rotasyon değil ....;
Çalıştığım okullarda genel olarak şunu gördüm, 60
öğretmenden sadece 5-6 tanesi yıllardır aynı okulda çalışıyor, buda %10 denk
geliyor. Kendileri haklı çıkarmaya çalışan grup için bu %10 a dinozor, çakıldı kaldı, gibi yafta ve
bahaneler buluyor. Bizim okulda 10 yılın üzerindeki bütün öğretmenler okula o kadar
çok değer katmışlar ve değer katıyorlar ki yeni gelen bizler 10 yılda o katkıyı
sağlayamayız. Başka bir okuldaki(çok tercih edilen bir okulda da değil) sınıf
öğretmeni arkadaşım yıllardır aynı okulda. Herkes tanıyor övgü ve sevgili ile
bahsediyor. Sınıf öğretmeni arkadaşım sevgisini ve emeğini vermese çevre ile
sıkıntısı olsa zaten orada uzun süre kalamazdı. Bizleri evlerinden, eşlerinden,
okullarından ve düzenlerinden edeceksiniz. Şimdi biz öğretmenleri rotasyona
mecbur etmek eğitime ne yarar sağlar?
Rotasyonun diğer bir boyutu da; bir kişi rotasyondan
tayin olsa, devlete en az 250TL lik maliyeti olacak. Yıllık yaklaşık 200bin
öğretmen rotasyondan dolayı tercih yapsa 250TLx200.000=50.000.000TL yıllık
zorunlu göç masrafı devlete yüklenecek, 8 yılda bu rakam 400.000.000TL devlete
ek yük getirecek. Bu zorunlu göç ücreti devlet okulların ihtiyaçlarına aktarılsa
daha da verimli olmaz mı? Tabi bu devletin masrafı; aileler en az 500TL harcasa
ülke ekonomisine 8 yılda 800.000.000TL gereksiz harcama olmayacak mı? 8 yılda
1.2 milyar TL verimsiz harcama planlaması. Bu para yine harcanacak, daha
verimli harcansa olmaz mı?
Şimdi bu kadar yaşantı içinde; kaybı ve mağduriyeti
görünce, sorun rotasyon değil;
af gelmesi,
7-8 sene sonra kaldırılması,
devlete ek masraf getirilmesi
yoksa gerisi teferruat.
devlete ek masraf getirilmesi
yoksa gerisi teferruat.
Yorumlar
Yorum Gönder